24 Ocak 2014 Cuma

Banyo banyo banyo...

Cocuklarımı doğdukları günden itibaren her gün yikamaya ozen gosterdim.
Evet yorucu birşey kar ,kış , tatil ,anneanne, babaanne evi demeden üstelik herkesin bu çocukları sen hasta ediyorsun laflarına aldırış bile etmeden yıkamaya devam etmek ama yılmadım hala yıkıyorum.

Bu konuda görüşünü aldığım  çocuk doktorlarından genellikle bravo en iyisini yapıyorsun diye dönüşler aldım. Sadece bir tanesi her gün şampuan kullanma 1 gün aralıklarla sadece su ile yıka ki cildi tahriş olmasın demisti.
Böylelikle hergun banyo yaptirmak banyodan sonnra yatılacak mesajını sağlam tutmama yaradı ,hem de suyun sakinleştirici etkisi onlara iyi geldi .
Bilhassa hastalik donemlerinde soğuk algınlığı durumlarında banyo benim için kurtarıcı oldu.

Ritüelim şu şekilde evde 3 kez banyo banyo banyo diye sesleniyorum. İkiside başlıyorlar soyunmaya görüntüleri  o kadar komik ki onların bukeyifli  halleri tüm yorgunluğuma değiyor ...
2 cocuğu yıkamak çok meşakkatli ama ayrı yıkamak  bana daha zor geliyor. Küvete aynı anda sokuyorum beyefendileri gemiler ve ördekler eşliğinde çılgınlar gibi oynuyorlar.

Onlar banyodayken Ömer'e görev veriyorum ben kıyafetlerinizi hazırlayana kadar sen kardeşini yıka ,sakın ayağa kalkma ve lütfen o kalkmaya çalışırsa bana haber ver ,kardeşinin kulağına su tutma gibi ,ben eşyalarını hazırlarken Çunç bey Çüdü bey'i yıkıyor .
Zaten kendisi babası gibi vazife adamı tüm direktiflerime harfiyen uyuyor.

Önce Ömer'i çıkarıyorum ki Yavuz Selim abisinin çıktığını görünce kolay ikna oluyor banyodan çıkmak için yoksa onu banyodan ayırmak işkence gibi tepine tepine ağlıyor yıkanmaya devam etmek için, sonra Ömer'i bornozu ile yatağın içine sokuyorum yorganı boynuna kadar çekip bekliyor beni kuzum... o sırada Yavuz Selim'i giydirip yatağına bırakıp, geri onun yanına dönüyorum.
Hızlıca giydirip saçları uzun olduğu için mecburen kurutup ya yatmadan yatağının içinde son bir pastel boya yapıyoruz yada sadece masal okuyup odasından çıkıyorum.

En güzel anım ne deseniz ben Ömer ile ilgilenirken Yavuz Selim'in homurdanmadan uykuya daldığı andır derim herhalde.
Çünkü Ömer ile uyku sorununu aşalı çok oldu ve kardeşi de bazen uyumamak için ısrar edebiliyor ısrar biraz az kalır resmen bir yanı kesilmiş gibi ağlıyor o anlarda ....
Al kucağa, pış pış yap, ikna et, yatır kaldır metodu derken saatler geç olunca bende eyvah yine dinlenemedim psikolojisi ile iyice geriliyorum.

Normalde 20:30 gibi banyo 21:00 gibi yatırıyorum benden mutlusu olmuyor onlar erken yatınca çünkü hem onlar dinleniyor hemde ben... Bazen dışarda oluyoruz geç yatırıyorum bir ümit geç kalkarlar diye bekliyorum ama nerde 22:00-23:00 gibi uykuya dalsınlar bütün gece uyku terörü estiriyorlar ah ,ıh inleme ağlama eşliğinde ve de sabahın köründe uyanıyorlar.

Ama erken yattıklarında sabah 8,8 buçukta uyanıyorlar saati görünce o kadar  mutlu uyanıyorum ki    hiç kızmıyorum içerden anneee diye seslenmelerine :)



Hiç yorum yok: